I. Aşamadan Notlar

STH Harem Sahili Temizleme, Rehabilitasyon ve Koruma Projesi’nin ilk aşaması 1 Ekim’de tamamlandı.

Sualtı temizlik çalışmalarından oluşan ilk aşamada 9 Eylül – 1 Ekim tarihleri arasında 151 dalış gerçekleştirildi. Bir ay içinde 9 iş gününde gerçekleştirilen çalışmalarda sualtı temizlik ekiplerinde 27, kara ekiplerinde 27 olmak üzere toplam 54 STH Gönüllüsü görev aldı. Dalış başına ortalama 77 parça katı atığın çıkartıldığı bir aylık periyodun sonunda toplam 11.573 parça katı atık çıkartıldı.

Daha önce benzer bir çalışmanın yapılmamış olması nedeniyle ilk hafta dalış başına 52 parça olan katı atık sayısı son gün yapılan dalışlarda 138 parçaya ulaştı. Bazı iş günleri büyük parçaların çıkartılması nedeniyle ortalamalar nispeten düşük seyretti.

Sualtı temizlik çalışmaları boyunca su ısısı ortalama 19°C olarak gerçekleşti. Zaman zaman çok hafif akıntının yanı sıra tüm dalışlar boyunca görüş mesafesi 1 metreyi aşmadı.

11.573 parçalık envanterin önemli bir kısmı pet şişe, meşrubat ve bira kutuları gibi atıklardan oluşmaktadır. Daha da çarpıcı bir tespit özellikle şatın etrafında yoğunlaşan metal atıklardır. Ancak “tonlarca” şeklinde ifade edilebilecek metal atıkların önemli bir kısmı ne yazık ki halen suyun altındadır. Daha önce bu noktada gerçekleştirilen söküm ve onarım çalışmaları sırasında atılmış olması muhtemel bu atıklar arasında eski Karaköy İskelesi‘ne ait olduğunu düşündüğümüz aksamlar önemli bir yer tutmaktadır. Yanı sıra bilemediğimiz nedenlerle koparak denize düşen şata ait iki iskele babası da çalışmalar sırasında çıkartılmıştır. Çıkartılan metal atıklar arasında yer alan ve eski bir depo olduğunu tahmin ettiğimiz parça üzerine uzun uzun düşünmek gerekir. Böyle bir parçanın düşme ihtimali malum olsa gerektir.

Metal atıklar kadar dehşet verici bir diğer tespit usturmaça olarak kullanılan lastiklerin sualtındaki yoğunluğudur. Çalışmalar süresince -çoğunluğu kamyon ve iş makinası lastiği olmak üzere- çeşitli boyutlarda 87 adet araç lastiği çıkartılmıştır. Ve ne yazık ki tahminimizce halen en az 30 kadar lastik sualtında mevcudiyetini sürdürmektedir.

Bölgeyi kullanan deniz araçlarının katı atık kirliliğindeki kuşku götürmeyen payına dair en çarpıcı örneklerden biri de çıkartılan akülerdir. Çalışmalar boyunca -çoğunluğu kamyon aküsü olmak üzere- çeşitli boyutlarda 13 adet akü çıkartılmıştır. Tüm gayretimize rağmen halen ulaşmadığımız akülerin olması muhtemeldir.

Bölgeyi kullanan çok farklı kesimlerden insan açısından da durum iç karatıcıdır. İkiye ayrılabilecek kaynaktan ilki sahili gezinti, sayfiye vb amaçlı kullananlardır. Listelere ilk bakışta bile katkıları ortadadır. Bir diğer grup ise olta balıkçılığı için şatın üzerini kullanan bireylerdir. Yine listeler ve atıkların çıkartıldığı lokasyonlar bu durumu onaylar niteliktedir.

1 Ekim akşamı çalışmalar bittikten sonra karşılaşılan tablo ise biraz umut kırıcı, biraz da motive edicidir. Kamyonetiyle şatın kenarına yanaşan bir grup balıkçı elinde kalan kasalar dolusu balığı dökmek üzereyken müdahelemiz ile karşılaşmış -ki yine de iki kasayı boşaltmıştır- ve son derece rahat bir ifadeyle onların yok olup gideceğine iknaya uğraşmıştır. İstanbul gibi bir taşra vilayetinin, Harem gibi ıssız bir dağ başında bulunduğumuzdan, plakaları dahi olmayan bir kamyonete ve içindeki az gelişmiş homo sapienslere ne yazık ki sadece sinirlenmekle ve lanet okumakla yetinilmiştir.

Özellikle son olay bilinçlendirme kavramının, suç-ceza ikilisinin olmadığı bu güzide memlekette göz yaşları içinde kaldığının bir acı göstergesi olarak anılara kazındı…

STH Harem Projesi’nin ilk aşaması geride kalırken özellikle son yaşanan olay, bundan sonraki aşamalarda yerel yönetimlere ve ilgili kamu kurumlarına düşen rolün önemimi gözler önüne sermektedir.

Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yapılan öngörüşmelerde bu konuda gerekli tedbirlere yönelik işbirliğinin alt yapısı hazırlanmıştır. Projenin ikinci aşamasıyla birlikte bu konuda da önemli adımlar atılması hedeflenmektedir.